Mersin, Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan bir liman kentidir. Mersin Limanı Türkiye'nin en büyük limanları arasındadır. Şehir turizm, sanayi, tarım ve denizcilik faaliyetleriyle tanınmaktadır.
Türkiye'nin güneyinde Akdeniz kıyısında yer alan Mersin Büyükşehir Belediyesi, bölgenin ekonomik, kültürel ve çevresel manzarasında önemli bir rol oynamaktadır. Önemli bir liman kenti ve ticaret merkezi olan Mersin, canlı tarım sektörü, tarihi zenginliği, ulaşım ve lojistik alanındaki stratejik önemi ile tanınmaktadır. Belediye, son yıllarda sürdürülebilirlik ve çevre yönetimi konularına giderek daha fazla odaklanmakta ve çabalarını iklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyon konusundaki ulusal ve uluslararası gündemlerle uyumlu hale getirmektedir. Kentsel planlama reformları, yenilenebilir enerji projeleri ve atık yönetimi iyileştirmeleri gibi girişimler aracılığıyla Mersin Belediyesi, sakinlerinin yaşam kalitesini artırırken doğal kaynaklarını gelecek nesiller için korumaya çalışmaktadır.
Mersin Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK-MAM işbirliği ile Haziran 2022'de "Mersin Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı (SECAP)" projesini başlatmıştır. Eylem planının temel amacı, mevcut ulusal ve yerel iklim politikalarını, stratejik belgeleri, meteorolojik ve iklimsel veri setlerini ve ilgili tarihsel ve projeksiyon verilerini dikkate alarak Mersin kenti için SECAP hazırlamaktır. Eylem planı kapsamında sera gazı emisyon kaynaklarının belirlenmesi, emisyon envanterlerinin hazırlanması, konutlar, ısınma, ulaşım ve atık üretimi gibi seçilmiş alanlar için senaryo bazlı emisyon azaltımlarının öngörülmesi, etki ve risk analizlerinin yapılması yer almaktadır. SECAP'ın bir parçası olarak, Mersin İli Sera Gazı Emisyon Envanteri 2019, 2020 ve 2021 yıllarını kapsayacak şekilde Haziran 2023'te güncellenmiştir.
GPC protokolünü (Toplum Ölçeğinde Sera Gazı Emisyon Envanterleri için Küresel Protokol) takip eden projeye göre, sera gazı emisyonlarının %45'inin başta konutlar ve hizmet binaları olmak üzere noktasal kaynaklardan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Sera gazı emisyonlarının ikinci ve üçüncü en yüksek kaynakları sırasıyla %24 ve %22 ile ulaşım ve endüstriyel süreçler ve ürünlerdir.
Nüfus projeksiyonları, endüstriyel kalkınma ve ekonomik göstergeler, sektörel emisyon azaltım senaryoları, etkiler, riskler ve uyum önlemleri dahil olmak üzere 2055 yılına kadar sera gazı emisyon projeksiyonlarını hesaplamak için kullanılmıştır. Azaltım ve uyum eylemlerini içeren SECAP, Aralık 2023'te tamamlanmıştır.
Yüksek nüfus, üretim ve tüketime sahip şehirler, iklim değişikliğini şiddetlendiren yüksek kirletici seviyelerine de maruz kalmaktadır. Sera gazı emisyon envanteri, yerel yönetimlerin jeopolitik ve operasyonel sınırları içerisinde meydana gelen tüm önemli emisyonları kapsamaktadır. Bu nedenle, yerel yönetimlerin iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolü giderek daha önemli hale gelmektedir. Mersin Büyükşehir Belediyesi, ICLEI (Sürdürülebilirlik için Yerel Yönetimler) ve GCoM (İklim ve Enerji için Küresel Belediye Başkanları Sözleşmesi) gibi uluslararası kuruluşlara katılarak bu konudaki kararlılığını göstermiştir. Mersin Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı, Mersin sınırları içindeki sera gazı emisyonlarını ölçmek için TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcılığı ile işbirliği yaparak uluslararası standart ve protokollere uygun bir "Sera Gazı Envanter Raporu" hazırladı. Sera gazı emisyonlarını azaltmaya ve iklim uyum önlemlerini uygulamaya odaklanan "Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı" üzerinde yapılan ortak çalışmalarla iklim uyumu konusunda önemli adımlar atılmıştır.
Sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ve iklim uyum tedbirlerinin uygulanmasına odaklanan "Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı" üzerindeki ortak çalışmalarla iklim uyumuna yönelik önemli adımlar atmışlardır. Sürdürülebilir bir gelecek ve daha yeşil bir dünya için ulaşım, enerji, hizmet ve inşaat sektörlerinde karbon emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için çevre standartlarıyla uyumlu faaliyetlere öncelik verilmesi zorunludur. Bu girişim, sürdürülebilir bir gelecek için ortak hedefleri ilerleterek ulusal, bölgesel ve kentsel iklim politikalarına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.